MEYVE SEBZE AMBALAJA SIĞMAZ
Elbette sadece hacim olarak değil, tüketici anlayışı olarak da sığmaz. Akıntıya kürek çektiğimi biliyorum. Denemeye gerek duyulmadan, hatadan dönülsün istiyorum ama sektörün kabullendiğini de görüyorum.
Peki o zaman neden bu konuda ısrarı sürdürüyorum ?
Yürümeyeceğini yıllarca deneyerek gördüm ve en azından kayıt altına alarak işe yaramayacağını göstermek istiyorum.
Dünyanın en güçlü gıda perakendecileri (discount zincirler de dahil) meyve sebzeyi normal tezgahlarda dökme satıyorlar. Adetle veya ½ kilogram olarak fiyatlandıranlar var.
Elbette soğuk dolapta kısmen ambalajlı teşhir edilen organik ürünler ile
yıkanmış ve ayıklanarak paketlenmiş sebze çeşitleri de teşhir ediliyor.
Ancak ana teşhir düzeni; çok satılan sebze meyve çeşitlerinin renk ayrımı da yapılarak sanatsal esere dönüştürülmesidir. Bu gün bizim marketlerde daha da iyisi yapılmaktadır. Aynen Beşiktaş, Kadıköy, Eminönü ve Beyoğlu tarihi çarşılarında da gördüğümüz gibi.
2019 yılbaşından itibaren bu çarşılardaki mevcut durum aynen devam ederken, perakende zincirler bütün mallarını sandık veya dış ambalajı ile birlikte soğuk dolaba sığdırmaya çalışacaklar. İşte ABD ve AB de böyle bir ayrım yok.
Şimdi işin esas püf noktasına geliyoruz.
Batıdaki ülkelerin hepsinde, yerli ve ithal ürünlerin tamamı standardı sağlanmış ürünlerdir. Yani kalite ve kalibrajı aynı, taşıma kapları da standarttır.
Biz de ise çoğunlukla taşıma kapları farklı, sandığın içindeki ürünün de altı ile üstü ayrı kalibrajdadır. Zaten önemli problemlerden birisi de tasnif depolarının azlığıdır. Peki bu boylama işlemi nerede yapılacaktır ?
Standart olmayan ürünü ambalaja sokarsanız daha fazla fire verirsiniz.
Meyve sebze ambalaja sığmaz derken, soğutulmuş dolaba da sığmayacağını belirtmek istiyorum. Zira tebliğ zincir mağazaları soğuk dolaba bağımlı kılıyor.
Bu durumda, 2019 yılına kadar dış tezgahlar kalkacak, orta alanlarda muhteşem teşhirlere olanak sağlayan ahşap tezgahlar da tarihe karışacaktır.
Peki bu gün büyük mağazalarda gördüğümüz satış hacmine uygun olarak palet üzerinde yapılan istifli ve sandıklı teşhirlere ne olacak ?
Onlar da iptal olacak !
Soğuk dolap mecburiyeti ve dış tezgahların kalkması sebebiyle satış alanı stoğu en iyimser ihtimalle yüzde 40 azalacaktır.
Bu ne demek ?
Hem görselliğin kaybolması, hem satış alanının sıkışması, hem de buna bağlı olarak satışların azalması demektir !
Şimdi ne oldu ? Ambalaj ve soğuk dolap hedefe ulaştırdı mı ?
Hayır. Daha az satarak değil, daha fazla ve hızlı satarak fire oranı düşürülür.
İşte bunun için; bütün çevre olaylarına bizden daha hassas çözümler bulan batı, bu konuya bizim gibi yaklaşmıyor.
Çünkü fire problemini tarlada, taşıma kabında, yolda ve soğuk hava deposunda çözmüşler, tezgaha gerek kalmamış. Bizim gibi bütün aşamaları halletmeden tezgahta çözüm aramıyorlar.
O zaman dünyayı yeniden keşfe gerek var mı ?
İşin bir de haksız rekabet tarafı var ki, o ne olacak ?
Pazarlarda dökme satılacağına göre, soğuk dolap yatırımı ve enerji gideri olmayan satıcının maliyet avantajı ne olacak ?
Gıda perakendecisi müşterisini kendi eliyle daha ucuz olan pazara mı teslim edecek ?
Böyle bir yasa çıkmadan önce, sadece sabahları erken saatte tezgah hazırlanırken izlemek de yeterli olurdu.
Daha sandıktan tezgaha aktarılırken ayıklamanın başladığı görülürdü.
Müşteri elini değince fire veriliyormuş !
Müşteri ambalajlı malı elden geçirmeyecek mi ?
Hadi fasulyeyi ambalaja koydunuz, çekirdeksiz üzümü paket içinde satma şansınız var mı ?
Paketin altında ne kadar tane biriktiğini görmeden alacak deneyimsiz müşteriyi nerede bulacaksınız ?
Sonuçta; fire azalmayacağı gibi satış hacmi de düşecektir.
Esas hijyen açısından ekmeğin ambalajda satılma önceliği yok mu ?
Üstelik bu konuda da yasa yürürlükte değil mi ? Evet.
Peki neden hâlâ açık satılıyor ?
Türk tüketicisi dokunmadan almıyor da onun için.
ERCÜMENT TUNÇALP